7 Mayıs 2012 Pazartesi

Tom Delonge'un Sözlüğü

THE DICTIONARY OF TOM DELONGE
Theengs - Things (All The Small Things)

Breengs - Brings (All The Small Things.. Again)

Watcheeng - ….^^^

Toime - Time (Stay Together For The Kids/Feeling This/I Miss You)

Moine - Mine (Stay Together For The Kids and Feeling This)

Noight - Night (Stay Together For The Kids)

Roight - Right (Stay Together For The Kids)

Yyyyyyyyeeeaaad - Head (I Miss You)

Tonoight - (I Miss You)

Oi - I (every song where he says “I”)

Goodboiyes - Goodbye (Always)

Rai-deer - Right here. (Not Now)

Foight - Fight (Not Now)

 Re-AH-Loize - Realize (Not Now)

6 Mayıs 2012 Pazar

Anlar...

ANLAR
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85′indeyim ve biliyorum…
ÖLÜYORUM…

* Jorge Luis Borges

17 Nisan 2012 Salı

Hayatta Önemli Olan

Platon'a iki soru sormuşlar.

Birincisi ; "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir ? "

Platon tek tek sıralamış :
- Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler...
- Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler...
- Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar...
- Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler...

Sıra gelmiş ikinci soruya ; "Peki sen ne öneriyorsun?"
Bilge yine sıralamış ;

- Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi "sevilmeye" bırakmaktır...

- Önemli olan; hayatta "en çok şeye sahip olmak" değil, "en az şeye ihtiyaç duymaktır.

13 Nisan 2012 Cuma

Açlık Oyunları

                                         Açlık Oyunları'nın serisini aldım.^^^ yukarıdaki gibiyim.
                                                   Daha filmine gidemedim ama :(

10 Nisan 2012 Salı

Çenemi Tutmayı Öğrenmeliyim


          Ben çoğu zaman kendi kendime konuşurum.Sesli ya da sessiz.Bu yüzden 'Şizofren' diyorum kendime.
Kendi kendime konuşmaya nedense bi ayrı bayılıyorum.Maalesef başım derde saçma sapan sebeplerden dolayı girmese de çenemden dolayı giriyor.Çok geveze biri değilim,çok da suskun değilimdir.Fakat bir yerde kendi düşüncelerime göre yanlış bir şey görürsem ya da duyarsam anında müdahale(böyle mi yazılır?) ederim.Çok büyük belalarım ya da sicilime işlenmiş ciddi bir suçum yok tabii.Sadece ingilizce öğretmenim azarlar beni ''Her konuda çok yorum yapıyorsun,yorum yapma!'' diye.Bir de 'aileni çağırırım' diye tehditler var onlara girmiyorum bile...Hatta bir keresinde sınavda soruyu sesli okurken (çok da sesli değildi!) kopya çekiyorum sanmışlardı,sonra açıkladım böyle böyle diye çok güldüler.
Bununla ilgili en yakın zamanda yaşadığım olay ise biraz sinir bozucu.Bizim okulda küçük bir soyunma odası var ve hoca bir yasak koydu,''Bir sınıf soyunma odasındayken başka bir sınıf içeri girmeyecek''...İyi de oldu dedik biz de.Yoksa 'kızlar soyunma odası' değilde 'kızlar hamamı'ndaydık sanki.Evet ifinim,bizden önce 8. sınıflar giyiniyordu,biz de önce ''Giyindiniz mi?'' diye sorduk onlar evet dediler ve biz de girdik.Çoğu kız çıktı falan ama birkaç uyuz ama popüler kız süsleniyorlardı hala.Biz de çabuk olun diyince aralarından biri ''Kapayın çenenizi yuaa'' diye bağırdı.Ama o neydi nasıl bir sesti anlatamam lan! Kedi ciyaklaması ve Justin Bieber sesi karışımı bi' ses çıktı o kızdan.Ağzını yuvarlıyor bir de aşüfte...Ben de dayanamadım '''Ağzını yuvarlayarak konuşma janım'' dedim.Sonrasını anlatmıyım :D Dayak falan yemedik de,öğretmene söyleyene kadar soyunma odasından hep çok daha geç çıktılar.Ben ? Ben hala kendi kendime konuşuyorum ve sesli yorum yapıyorum.En iyisi bu bence.

8 Nisan 2012 Pazar

Why?

Kızılay çok hoş bir yer değil bence.Ankara'da yaşamama rağmen şu Kızılay'ı bir türlü sevemedim.Küçükken bile gitmek istemezdim.Neden bilmiyorum ama bir iticilik var sanki.Her an,her şey olabilirmiş gibi görünüyor.Mesela her an canlı bomba patlayabilir,bıçaklı bir adam görebilirsiniz hatta Nyan Cat bile yanınızdan geçer amk o derece değişik insanların toplandığı bir yer.Ve cidden çok pis.Mümkün olduğunca gitmemeye çabalarım ama haftasonları İngilizce kursuna gitmeye başladığım için kurtuluş yok.Zamanla alışacağım.Bi de bana ''Aaa ! Şizofrenus hani sen Kızılay'ı sevmiyordun?'' diyecek olan insanlar yarına beni bekliyor olacak.Baltamı getirin bana

8 Mart 2012 Perşembe

                                                 

                                                 

                                                                             
                                                                           
                                                       
                                                 
                                                 
                                     Ekmek arası ballı çikolata değil mi ama şimdi ? 

3 Mart 2012 Cumartesi

Hiç Bir Zaman Yaşlanmayan Kadın:Madonna

Hani bi' kadın var ya,her yaptığı şarkı,her çıkardığı albüm bütün listelerin başında ya.Hani bi' kadın var ya attığı tek adımla magazinde çığır açan.Hani bi' kadın var ya azıcık Marilyn Monroe tipli.Hani bi' kadın var ya ''o ne biçim manita,54'ünde lolita'' dedirten.Hani bi' kadın var ya,Madonna,hıh bilir misiniz onu?Gerçi onu bilmeyen yoktur.Varsa da bu yıl İstanbul'da vereceği konseri duymayan yoktur.Yani durum şu ki,ya bileceksin ya bileceksin.İşte o kadın,her devrin kadınından ''MDNA'' adındaki yeni albümünü bekliyoruz.Hatta bu albümün ilk single'ı olan ''Give Me All Your Luvin'' listelere 13.sıradan girmiş ilk çıktığında.(Buradan dinleyip izleyebilirsiniz:http://www.youtube.com/watch?v=cItHOl5LRWg )
GIVE ME ALL YOUR LUVIN.

25 Şubat 2012 Cumartesi

Carpe...

Keating: Yaşadığın günü kavra!
Henüz vakit varken tomurcukları topla. Yazar bunu neden yazmış?

Öğrenci: Acelesi var.

Keating: Bilemediniz. Ama önemli olan yarışmaktı. Çünkü hepimiz solucan yemi olacağız, arkadaşlar! Buna ister inanın, ister inanmayın, her birimiz bir gün nefes almayı kesecek ve öleceğiz. Şimdi öne doğru bir adım atın. Ve geçmişten gelen bu yüzleri biraz inceleyin. Onlara daha önce ciddi olarak bakmadınız. Sizden pek farklı değiller. Aynı saç modeli. Tıpkı sizler gibi hormonlara sahipler. Sizler gibi yenilmez hissediyorlar! Dünya onlar için bir istiridye. Çok büyük şeyler başaracaklarına inanıyorlar. Sizler gibi gözleri umutla dolu. Peki yapabileceklerini yapmak için yaşamaya acaba çok geç mi başladılar? Çünkü bu oğlanlar artık çiçeklere gübre oldu. Ama eğer dikkatle dinlerseniz size fısıldadıklarını duyarsınız. Yaklaşın. Dinleyin! Duyuyor musunuz? Carpe… Carpe… Carpe Diem… Yaşadığınız günü kavrayın, çocuklar. Hayatınızı olağandışı yapın!

24 Şubat 2012 Cuma

Simple Day

Waking up in the morning

On the way to school

Seeing your friends

Seeing those bitches you hate

Seeing your crush

Get called on in class

Get homework

See two bitches fighting like

And you watch them like

Lunch time

More classes

The final bell rings

Go home and get on internet

Go to bed
alıntıdır: http://meltemolkundesrosiers.tumblr.com/

22 Şubat 2012 Çarşamba

Can Bonomo Love Me Back 2012 Eurovision Şarkısı HD

Yeni Örovizyon şarkısını ekmeğin arasına koyup yiyesim geldi o derece sevdim,Teşekkürler Can Bonomo! BABY LOVE ME BACK! ♥

14 Şubat 2012 Salı

Selam! Sevgililer Günü'ne hoşgeldiniz,sevgilinizi nasıl alırdınız? Iyk. Her yerde ve bütün gün vıcık vıcık sevgilileri görmek benim için pek iç açıcı değil.Zaten içli dışlı olmayı da çok sevmem.Birlikte oturan zıt cinsleri görünce saldırasım geliyor sadece o kadar.Mutluluğunuzu gözümüze sokmasanız olmuyor değil mi? Janlarım ya onların suratını moratmak isterdim.Bir de çok tatlı olduklarını falan sanıyorlar olum ya.Tamam bir çiçek al,bir hediye al da gözüme sokma benim ben çok kıl oluyorum.Ya da kocası ya da karısı ölmüş olanlar varsa? Onlara nasıl bir kötülük yapıyorlar farkında değiller.Ben de kendi çapımda okula giderken pespembe bir çorap giyerek kutladım Sevgililer Günü'nü.Bir de en yakın arkadaşım (PuCCa gibi ben de bir rumuz bulayım ya şuna) ile yanii Çatlak olsun hadi işte onunla birlikle Anti-Sevgililer Günü gibi bir şey yaptık.Ynai müzik dinleyip dedikodu yapıp Transformice oynadık.Sevgili falan istemiyorum,erkekler arkadaş olarak iyiler benim için şu anlık.Her şeye fak of.

5 Şubat 2012 Pazar

Al Sana Tatil!

Herkes bir tatile girdiğince kendine söz verir.Bkz ''Bu sene çok çalışıp sınıf,hatta o beni kesmez,okul birincisi olacağım!'' gibi, ya da ''Biraz kitap okuyayım da kafamı dinleyeyim.'' gibi.Ama hiç biri gerçekleşmez,çünkü ya üşenirsiniz ya da uyumakla meşgulsünüzdür.Mesela bu tatilde kendime söz verip her gün kitap okuyacağım demiştim.Ama sonuç,kitaplarımı daha salı günü alabildim.Alkışa gerek yok çok sağolun.
Bir de en önemli şeylerden olan,kahrolasıca,boyu devrilesice uyku problemleri.Şahsen gece saat 2 gibi yatan ve sabah da,pardon öğlen de 1 gibi kalkan biri olarak,okulun ilk günü geberik biçimde gezeceğimi düşünüyorum.En kötüsü de sömestr tatilidir ha! Yine yaz tatilinde uzun bir zaman geçyior,okulun ilk günü işte insan arkadaşlarını falan özlüyor,hemen düzene giriyor da bu varya bu on beş tatil midir nedir kısacık bi' de insanın anasını belliyor ha.